Taş Hastalığı
Yaşamsal faaliyetlerimizin devamı için gerekli olan biyokimyasal işlemlerin sonunda oluşan atık maddelerin vücuttan atılma yerlerinden en önemlisi böbreklerdir. Ayrıca vücut için gerekli bazı maddelerin seviyesinin ayarlanması da böbrekler tarafından yürütülür. Böbrek ve idrar yolları taşları, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin birikip bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkan sert oluşumlardır.
Böbrek ve idrar yolları taş hastalığı ülkemizdeki en yaygın sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Türkiye’de görülme sıklığı %15-18 olarak bildirilmektedir. Taş hastalığının nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber sıklıkla sebep yetersiz sıvı alımı, genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları, bazı ilaçlar ve hastalıklar olarak sıralanabilir.
Böbrek taşları kimlerde oluşur?
Taş hastalığı belirtileri nelerdir?
Taş hastalığında tedavi alternatifleri nelerdir?
Taş hastalığında tedavi prensiplerini taşın yeri, boyutu, idrar akışında tıkanıklık yaratıp yaratmadığı ve şikayetlerin özellikle ağrının şiddeti belirlemektedir. Tedavi alternatifleri:
- Taşın kendiliğinden düşürülmesi
- ESWL(Şok Dalga Taş Kırma)
- Minimal İnvaziv Girişimler (Kapalı Sistem Böbrek ve Üreter Taşı Ameliyatları)
- Klasik açık taş cerrahisi
Taşın Kendiliğinden Düşürülmesi
ESWL (Şok Dalga Taş Kırma)
Minimal İnvaziv Girişimler (Kapalı Sistem Böbrek ve Üreter Taşı Ameliyatları)
Son yıllarda teknolojik gelişmeler sayesinde cerrahinin tüm alanları gibi ürolojik cerrahi tedavilerde de minimal invaziv yöntemlerin kullanımı yaygın hâle gelmiştir. Minimal invaziv yöntemlerde açık cerrahi kesiler yerine küçük kesiler ya da organların vücut dışına açılan kısımları kullanılarak kamera yardımı ile iç organların görüntülenmesi ve hastalıkların tedavisi amaçlanır.
Endoskopik ürolojik cerrahi ya da endoüroloji alanında böbrek, üreter, mesane ve prostat hastalıklarının açık cerrahi olmaksızın idrar kanalları vasıtasıyla girilerek tedavi edilmesi amaçlanır. Kullanılan enstrümanlar endoskopik cerrahi aletlerdir. Bu cihazların içinde kamera, aydınlatma sistemi ve işlemi yapacak aletlerinin geçirileceği kanallar vardır.
Endoskopik aletler vücutta mevcut olan doğal girişleri kullanarak doğal boşluklara girmeyi amaçlar. Örnek olarak ağız yoluyla mide endoskopisi yapılması, anüs yoluyla kolonoskopi yapılması gösterilebilir. Bazen ciltte yapılan küçük bir kesiden endoskopik aletlerin organ içerisine iletildiği yöntemlerde mevcuttur.
Bu girişimlerde amaç üriner sistemi tehdit eden taştan kurtulmayı sağlamak ve hastanın en kısa zamanda günlük hayata dönmesini sağlamaktır. Üreteroskopik Lazer Litotripsi (Kameralı Kapalı Sistem Böbrek İçi ve İdrar Kanalı Lazer Cerrahisi) ve Perkütan Nefrolitotomi bu grupta yer alan girişimlerdir.
Üreteroskopik Lazer Litotripsi (Kameralı Kapalı Sistem Böbrek İçi ve İdrar Kanalı Lazer Cerrahisi): Böbrek içindeki taş belirli bir boyutun üzerinde kendiliğinden düşmeyecek boyutlarda ise, uygulanan medikal tedaviye rağmen ilerlemiyor ve/veya düşmüyorsa, idrar yolunda tıkanıklık yaratarak idrar akımını engelliyorsa, böbrekte genişlemeye yol açmışsa, , tekrarlayıcı idrar yolu enfeksiyonuna yol açıyorsa, böbreklerde hasara yol açmışsa girişim gereklidir.
Teknolojik gelişmeler sayesinde daha önceleri taş için açık cerrahi yöntemler tercih edilirken artık günümüzde minimal invaziv girişimler tercih edilmektedir. Bu girişimlerde amaç, böbrek ve/veya üreterin taştan tamamen temizlenmesi ve hastanın en kısa sürede (aynı gün veya ertesi gün) günlük hayatına dönmesini sağlamaktır. Üreteroskopik Lazer Litotripsi (Kameralı Kapalı Sistem Böbrek İçi ve İdrar Kanalı Lazer Cerrahisi) minimal invaziv girişimler içerisinde en sık kullanılan ve normal hayat dönüşü en hızlı sağlayan yöntem olma özelliğini korumaktadır.
Üreteroskopik Lazer Litotripsi (Kameralı Kapalı Sistem Böbrek İçi ve İdrar Kanalı Lazer Cerrahisi) işleminde dış idrar yolundan (üretra) özel kameralı endoskopik bir alet ile girilir. İdrar kesesine ulaştıktan sonra taşın yerine göre üretere (semirijid üreteroskop kullanılarak) ya da üreterden de geçerek böbreğe (fleksible üreterorenoskop kullanılarak) ulaşılır. Taş üreterde ve/veya böbrekte görüntülenir ve holmium lazerle kum haline gelene kadar kırılarak temizlenir. Taşın kırılması esnasında gerekiyorsa taş tipinin analiz edilmesi amacıyla küçük taş örnekleri alınabilir ve taşın olduğu bölge dışındaki böbrek boşlukları da gerekiyorsa kameralı sistem sayesinde değerlendirilebilir. Bu endoskopik yöntem sayesinde hastaların çoğunluğu taşsız bir şekilde aynı gün evlerine dönüp bir gün sonrada normal yaşamalarına dönebilirler.
Perkütan Nefrolitotomi: Günümüzde böbrek boşluklarını dolduran büyük taşlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Üreteroskopik Lazer Litotripsi perkütan cerrahinin birçok görevinin üstlenmiş durumdadır. Perkütan Nefrolitotomide taşın olduğu tarafta sırt bölgesinde böbrek hizasına 0,5 – 1 cm boyutunda bir kesi yapılır. Bu kesi uygun teknikle genişletildikten sonra kameralı sistemle böbrek içerisine giriliri. Taş görüntülenir, kırılır ve böbrek taştan temizlenir. Hastalar ameliyat sonrası dönemi açık ameliyata göre çok daha rahat geçirmektedir. Hastalarımız genellikle 2 – 3 günde taburcu edilerek günlük aktivitelerine kavuşurlar. Bu, açık böbrek taşı ameliyatı ile karşılaştırıldığında oldukça kısa bir süredir.