Böbrek Kistleri
Böbrek kistleri, böbrekte en sık görülen iyi huylu lezyonlardır ve böbrek kitlelerinin
yaklaşık %65-70’ini oluştururlar. Görülme oranları yaşla birlikte artmakta ve 50 yaş üzerinde yaklaşık %50 civarında saptanmaktadırlar. Tek ya da çok sayıda ve tek böbrekte ya da iki taraflı görülebilirler. Tek tek (sporadik) görülebileceği gibi polikistik böbrek hastalığı şeklinde ailesel olarak ya da diyaliz tedavisi gören son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda da görülebilirler. Sporadik olanlarda, artan yaşla, erkek cinsiyette, hipertansiyon ve böbrek yetmezliği varlığında kist gelişim riskinin arttığı belirlenmiştir.
Kistler genellikle bir şikayete yol açmazlar ve sıklıkla radyolojik incelemeler esnasında tesadüfen saptanırlar. Nadiren, karında kitle hissi, böbrek bölgesinde ağrı, hipertansiyon ve idrarda kanamaya yol açabilirler. Takiplerde boyut artışı olabildiği gibi aynı boyutta da kalabilir. Böbrek kistleri böbrek kanseri ve abse gibi durumlardan mutlaka ayırt edilmelidir.
Böbrek kistleri içerik ve yapı olarak kalsifikasyon, septasyon, düzensiz sınır, kontrast
madde tutma ve nodülarite gibi özellikler göstermiyorsa basit kist olarak adlandırılır. Basit kistler cerrahi gerektirmezler ve takip yeterlidir. Yukarıda bahsedilen özelliklerden bir veya birkaçı varsa komplike kist olarak adlandırılırlar ve komplike olma oranlarına göre çeşitli tedavi planları oluşturulmaktadır.
Böbrek kanserlerinin %4-7’sinde kistik bir parça olabilmektedir. Bu yüzden kistlerin
böbrek kanserinin bir parçası olup olmadığının anlaşılması önem arz etmektedir. Bu anlamda, kistlerin kanserleşme ihtimalini ve/veya kanserin bir parçası olma ihtimalini öngörmek için bilgisayarlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans görüntülemede (MRG) Bosniak Sınıflaması denilen radyolojik bir sınıflama kullanılır. Bu sınıflamaya göre böbrek kistleri; kategori I, kategori II, kategori IIF, Kategori III ve Kategori IV olarak ayrılmıştır. Bosniak sınıflaması kistlerin kanserleşme olasılıkları belirlediği gibi tedavi şekillerini de söylemektedir. Kategori I böbrek kistlerinde kanserleşme riski yok denecek kadar azdır (%1.7) ve tedavi gerektirmez. Uzun aralıklı takip yeterli olacaktır. Kategori II kistlerde de kanserleşme riski azdır (%2-3.2) ve yıllık olarak radyolojik takip yeterlidir. Kategori I ve II kistler 6-7 cm’den büyük olduklarında ağrı ve hipertansiyona yol açabilirler. Bu koşullarda kistlerin cerrahi tedavisi düşünülebilir. Cerrahi tedavi olarak en sık kullanılan yöntem de laparoskopik olarak kistin çıkarılmasıdır. Kategori IIF kistlerde kanserleşme riski %5-9 arasında değişmektedir. Bu kistlerde daha sık aralıklarla takip gerekmektedir. İlaveten, belirli koşullarda biyopsi alınması ve cerrahi gerekmektedir. Kategori III kistlerde kanser riski %50-60 olarak bilinmektedir ve tedavisi cerrahidir. Kategori IV kistlerde kanser riski %90’lardadır. Kategori IV kistin de kesin tedavisi cerrahidir. Kategori III ve IV kistlerin cerrahisinde kistin boyutuna ve yerine göre kist içeren böbrek kısmı ya da o böbreğin tamamı laparoskopik ya da açık yöntemle alınmaktadır. Belirli özel koşullarda kategori III ve IV kistlerde kriyoterapi veya radyofrekans ablasyon gibi daha az invaziv tedaviler uygulanabilmektedir.